Postmodern Tdk Ne Demek ?

Gunkaya

Global Mod
Global Mod
Postmodern TDK Ne Demek?

Postmodern, günümüzde pek çok farklı disiplinde ve kültürel bağlamda tartışılan bir terimdir. Felsefe, edebiyat, sanat, mimari ve diğer pek çok alanda kullanılan postmodernizm, 20. yüzyılın ortalarından itibaren giderek yaygınlaşmış ve özellikle 1960'lı yıllardan sonra belirginleşmiştir. Ancak Postmodern TDK anlamı, bu felsefi ve kültürel akımın çok daha geniş bir çerçevede ele alınmasını gerektirir. Bu makalede, "postmodern" teriminin TDK'deki anlamı, kökeni ve bununla ilişkili bazı benzer kavramlar ele alınacaktır.

Postmodern Teriminin Tanımı

Türk Dil Kurumu (TDK), postmodernizmi "modernizme karşıt olan, geçmişin kültürel ve sanatsal değerlerinin reddedildiği, bireysel özgürlüğün ve çoklu bakış açılarının ön plana çıktığı bir yaklaşım" olarak tanımlar. TDK'deki tanımda postmodernizmin modernizme karşıt bir hareket olduğu vurgulanır. Modernizm, 19. yüzyılın sonlarından itibaren, özellikle sanatta, edebiyat ve felsefede, eski gelenekleri reddeden, yenilikçi ve ilerlemeci bir yaklaşımı ifade ederken; postmodernizm, bu yaklaşımın sonrasına işaret eder.

Postmodernizm, bireysel özgürlüğün ve çoklu bakış açılarıyla beraber toplumsal normları, kültürel değerleri ve estetik anlayışları sorgular. Başka bir deyişle, postmodernizm, sabit olan ya da mutlak kabul edilen doğruları sorgulayan, farklı perspektiflerin bir arada var olabileceğini savunan bir düşünsel akımdır.

Postmodernizmin Özellikleri

Postmodernizm, modernizmin aksine, büyük anlatılara ve mutlak doğrulara yer vermez. Bu akım, bireysel deneyimlerin ve farklı kültürel, sosyal bağlamların eşit derecede geçerli olduğunu savunur. Aşağıda postmodernizmin en belirgin özelliklerini bulabilirsiniz:

1. **Relativizm**: Postmodernizm, mutlak doğrulara karşı çıkar ve kültürel, tarihsel ve toplumsal bağlamlara dayalı olarak değişken doğruların olduğunu savunur. Yani her bireyin ya da toplumun kendi bakış açısına sahip olması gerektiğini kabul eder.

2. **Büyük Anlatıların Reddi**: Modernizm, tarihsel gelişmeleri tek bir doğrusal süreç olarak görürken, postmodernizm bu tek doğrusal anlatıları reddeder ve çoklu anlatıların varlığını kabul eder. Büyük anlatılar, evrensel ve nihai doğruyu savunurken, postmodernizm bu tür yaklaşımların eksik olduğunu öne sürer.

3. **Ironi ve Mizah**: Postmodernizmde, ciddi ve derin konuların işlenmesinde bile ironi, alay ve mizah kullanılır. Bu da, geleneksel ve ciddi sanat anlayışlarının tersine, daha serbest ve esnek bir yaklaşımı yansıtır.

4. **Karmaşık Yapılar ve Hibridleşme**: Postmodernizm, eski ve yeni, yerel ve evrensel arasında sınırları bulanıklaştırır. Bu akımda, farklı kültürel unsurlar ve sanat biçimleri bir arada kullanılır, böylece hibridleşmiş ve çok katmanlı yapılar ortaya çıkar.

5. **Simülasyon ve Gerçeklik**: Jean Baudrillard’ın simülasyon teorisi, postmodernizmin önemli bir unsuru olarak kabul edilir. Postmodernizmde gerçeklik ve simülasyon arasındaki çizgi giderek silikleşir. Yani, televizyon, medya ve diğer iletişim araçları aracılığıyla üretilen imgeler, gerçeklikten daha etkili olabilir.

Postmodernizmin Felsefi Temelleri

Postmodernizmin felsefi temelleri, özellikle Friedrich Nietzsche, Michel Foucault, Jean-François Lyotard ve Jacques Derrida gibi düşünürlerin eserlerine dayanır. Bu filozoflar, postmodernizmin düşünsel altyapısını şekillendiren önemli isimlerdir.

- **Friedrich Nietzsche**: Nietzsche'nin “Tanrı öldü” söylemi, postmodernizmin temel taşlarından biridir. Bu söylem, modern dünyanın ve akılcı anlayışların geleneksel dini ve metafiziksel inançlara olan bağımlılığını sorgular.

- **Michel Foucault**: Foucault, bilgi, iktidar ve toplumsal yapılar arasındaki ilişkileri inceleyerek, modern toplumların doğruları nasıl şekillendirdiğini ve toplumsal normların nasıl üretildiğini ortaya koyar.

- **Jean-François Lyotard**: Lyotard, postmodernizmi "büyük anlatıların" sorgulanması olarak tanımlar. Bu anlatılar, toplumların tarihsel, kültürel ve bilimsel gerçekleri bir bütün olarak anlamlandırma çabalarıdır.

- **Jacques Derrida**: Derrida’nın "deconstruction" (yapısöküm) anlayışı, dilin anlamını sorgular. O, anlamların sabit olmadığını, dilin sürekli bir çelişki ve belirsizlik içinde olduğunu öne sürer.

Postmodernizm ve Sanat

Postmodernizmin sanattaki etkisi, özellikle geleneksel sanat biçimlerinin yıkılması ve yenilikçi, deneysel yaklaşımların ortaya çıkmasıyla kendini gösterir. Postmodern sanat, tek bir tür ya da anlayışa bağlı kalmaz, bunun yerine çeşitli tarzların, tekniklerin ve anlatıların birleştiği karmaşık bir yapıyı benimser. Özellikle resim, heykel, mimari, film ve edebiyat gibi alanlarda postmodernizm kendini belirgin şekilde gösterir.

1. **Sanatın Tüketimi ve Yüksek Düşüncenin Sorgulanması**: Postmodern sanat, halkın sanatla olan ilişkisini dönüştürür. Sanat, sadece elit bir grup tarafından anlaşılacak bir alan olmaktan çıkar ve toplumun her kesimiyle etkileşimde bulunur.

2. **Çeşitlilik ve Eklektizm**: Sanatçılar, geleneksel biçimleri, semboller ve kültürel referansları harmanlayarak eklektik bir dil oluştururlar. Bu, sanatın çoklu anlamlar taşıyan bir ifade biçimine dönüşmesine olanak tanır.

Postmodernizmin Eleştirileri

Postmodernizme dair çeşitli eleştiriler de vardır. Eleştirmenler, postmodernizmin aşırı bireyselcilik, nihilizm ve toplumsal sorumluluktan kaçma gibi unsurlar içerdiğini öne sürerler. Bazılarına göre postmodernizm, toplumsal sorunları çözüme kavuşturmak yerine, her şeyin belirsiz olduğunu vurgulayarak hiçbir çözüm önerisi getirmez.

Ayrıca, postmodernizmin öznel gerçekliklere dayalı yaklaşımı, toplumsal bağlamdaki eşitsizlikleri görmezden gelmekle suçlanır. Bazı eleştirmenler, postmodernizmin, sadece estetik veya teorik bir tavır alarak toplumun yapısal sorunlarına karşı duyarsızlık oluşturduğunu savunurlar.

Sonuç

Postmodernizm, 20. yüzyılın sonlarına doğru ortaya çıkan ve pek çok alanda etkisini gösteren bir düşünsel ve kültürel akımdır. TDK, postmodernizmi, modernizme karşıt bir düşünsel tutum olarak tanımlasa da, bu akım sadece sanatla sınırlı kalmayıp felsefe, edebiyat, tarih ve sosyoloji gibi birçok farklı alanda da kendini gösterir. Postmodernizmin belki de en önemli katkısı, mutlak doğruların ve büyük anlatıların sorgulanması, bireysel ve toplumsal deneyimlerin öneminin vurgulanmasıdır. Bununla birlikte, postmodernizme yönelik eleştiriler de oldukça yaygındır ve bu akımın toplumsal anlamda ne kadar etkili olduğu hâlâ tartışma konusudur.