Hamas teröristlerinin 7 Ekim 2023'te İsrail'de gerçekleştirdiği katliamlar 60.000'den fazla videoyla belgeleniyor. Bununla birlikte, birçok insan sosyal medyadaki yanlış bilgilere inanıyor. Bu nasıl olabilir?
7 Ekim 2023'te Hamas teröristleri İsrail sınırındaki çitleri yıktı. Kara, deniz ve hava yoluyla 3 bine yakın savaşçı ülkeye giriyor. Teröristler sınırdaki 22 kasabada ayrım gözetmeksizin yoldan geçenlere ateş açıyor, yağmalıyor, öldürüyor ve tecavüz ediyor.
Re'im yakınlarında bir müzik festivali düzenleniyor. Teröristler bölgeye hücum ederek kalabalığa ateş açtı. Çoğu daha önce işkence ve tecavüze uğramış olan 364 festival ziyaretçisini öldürüyorlar.
New York Times kadına yönelik cinsel şiddet konusunda kapsamlı bir araştırma yaptı. Tanıklar daha sonra kadın ve kızların bacaklarını ayırmış, kıyafetleri yırtılmış cesetlerini ve genital bölgede açık taciz belirtileri gördüklerini bildirdi. Videolarda, doğrudan vajinadan vurulmuş gibi görünen iki ölü İsrail askeri görülüyor. Fotoğraflardan birinde, uyluklarına ve kasıklarına çivi çakılmış bir kadın cesedi görülüyor. Festivale katılan bir kişi, sırtından vurulduğu için katliam sırasında bir ağacın altına saklandığını ve üzerini otlarla örttüğünü söyledi. Bir kadının pantolonunun dizlerine kadar çekildiğini gördü. Bir adam onun arkasında durup ona tecavüz etti. Her geri çekildiğinde onu sırtından bıçakladı. Tanık, başka bir kadının bir terörist tarafından tecavüze uğradığını, başka bir adamın da kesiciyle göğüslerini kestiğini söyledi. Be'eri ve Kfar Aza'daki altı evde kadın ve kız cesetleri bulundu. Çıplaklardı, sakatlanmışlardı ve bağlanmışlardı.
Bu gün 1.139 kişi öldürüldü. Bunlardan 36'sı genç ve çocuk olmak üzere 695'i sivil. İlk müdahaleyi yapan kişi Knesset önünde üç çocuğun kopmuş kafataslarını gördüğünü ifade etti.
George Orwell'in “1984” adlı romanı 75 yıl önce yayımlandı. Bugün bu başlığı düşündüğünde çoğu kişinin aklına gözetleme durumu, “Büyük Birader seni izliyor” geliyor. Ancak romandaki başka bir fikir daha da ileri gidiyor.
Romanda “Hakikat Bakanlığı” insanların dilini ve dolayısıyla hakikati değiştirir. Bu bakanlık “teraslarda üç yüz metre yüksekliğe uzanan, piramit benzeri, parıldayan beyaz betondan yapılmış devasa bir binaydı. Winston'ın durduğu yerden partinin beyaz ön yüzüne güzel harflerle kazınmış üç sloganı seçilebiliyordu: 'Savaş barış demektir / Özgürlük köleliktir / Cehalet güçtür'.”
Yeterince sık ileri sürülürse gerçeğin tam tersine inanılır. Geçmiş değiştirilebilir, gerçeklerin hiçbir önemi yoktur. George Orwell haklıydı. Başlangıçta sadece saçma komplo teorileri vardı: Ay'a iniş, ABD hükümeti adına Stanley Kubrick tarafından sahnelendi. Dünya, Barack Obama, Kraliçe veya Angela Merkel gibi insan kılığına giren sürüngenler tarafından yönetilecekti. Dünya düzdür. Paul McCartney çoktan öldü, Walt Disney dondu ve Elvis hala hayatta. Daha sonra işler daha da ciddileşti. 11 Eylül 2001'de New York'taki Dünya Ticaret Merkezi'ne düzenlenen terör saldırıları bizzat ABD hükümeti tarafından gerçekleştirildi. Mikroçipler, korona aşısı yoluyla gizlice popülasyona aşılanacaktı. Küresel elitler göç akışlarını kontrol edecekti. Putin, Ukrayna'nın Nazilerin sızdığı ve kendi halkına soykırım yapmak isteyen bir devlet olduğunu açıkladı. Ve Donald Trump hala seçimi kazandığını söylüyor.
Mağdurlar fail oluyor, failler mağdur oluyor
Sosyal medya bir “Hakikat Bakanlığının” olabileceğinden çok daha güçlü. Bir tuşla mağdurlar faile, failler de mağdura dönüşüyor. Bugün gerçek sadece bir fikirdir ve kesinlikle farklı bir fikriniz olabilir. En korkunç suçlarda bile gerçeklik artık yokmuş gibi görünüyor.
İsrail'de 7 Ekim 2023'te yaşanan katliamlara ilişkin 1.500'ün üzerinde tanığın ifadesi, teröristlerin el konulan vücut kameralarının da aralarında bulunduğu 60.000'in üzerinde video ve sayısız cinayet, işkence ve tecavüz fotoğrafı var. Buna rağmen Gazze Şeridi ve Batı Şeria'daki Filistinlilerin yüzde 90'ından fazlası Hamas'ın İsrail'de zulüm yapmadığına inanıyor. Twitter, TikTok ve Telegram terör propagandası, yanlış bilgilendirme ve Yahudi karşıtlığıyla dolu. Ve işe yarıyor: 7 Ekim akşamı Berlin'deki Sonnenallee'de Filistinli Samidun ağı Hamas saldırısını kutladı. Yoldan geçenlere tatlı hamur işleri dağıtılıyor. Londra, Stockholm, Barselona, Washington, New York, Chicago, Sidney ve diğer şehirlerde insanlar İsrail'e yönelik terör saldırısına tezahürat yapıyor. Cinayetlerden sadece iki hafta sonra 100.000 gösterici Filistinliler için Londra'da sokaklara döküldü. Teröristler 7 Ekim 2023'te İsrail'de 251 kişiyi rehin almıştı. Bu metni yazdığım gün Haaretz gazetesine göre 66 kişi hâlâ Hamas'ın elindeydi ve kaçırılan 35 kişinin de öldüğü açıklandı. Rehinelerin en küçüğü bir bebek. Çocuk kaçırıldığında sekiz buçuk aylıktı.
Orwell'in “1984” adlı eserinde şöyle yazıyor: “Geleceği hayal etmek istiyorsanız, sürekli olarak insan yüzünü çiğneyen bir bot hayal edin.”
Bu botlar artık sosyal medya.
Ferdinand von Schirach 1964 yılında Münih'te doğdu, Bonn'da hukuk okudu ve Berlin'de avukat olarak çalıştı. Kısa öyküler, oyunlar ve senaryolarla yazar olarak tanındı. Bugün von Schirach, ödüllü, çok satan bir yazardır ve en sıra dışı stilistlerden biri olarak kabul edilir.
Bu metin, yazarın açık talebi üzerine ücretsiz olarak yeniden basılabilir.
7 Ekim 2023'te Hamas teröristleri İsrail sınırındaki çitleri yıktı. Kara, deniz ve hava yoluyla 3 bine yakın savaşçı ülkeye giriyor. Teröristler sınırdaki 22 kasabada ayrım gözetmeksizin yoldan geçenlere ateş açıyor, yağmalıyor, öldürüyor ve tecavüz ediyor.
Re'im yakınlarında bir müzik festivali düzenleniyor. Teröristler bölgeye hücum ederek kalabalığa ateş açtı. Çoğu daha önce işkence ve tecavüze uğramış olan 364 festival ziyaretçisini öldürüyorlar.
New York Times kadına yönelik cinsel şiddet konusunda kapsamlı bir araştırma yaptı. Tanıklar daha sonra kadın ve kızların bacaklarını ayırmış, kıyafetleri yırtılmış cesetlerini ve genital bölgede açık taciz belirtileri gördüklerini bildirdi. Videolarda, doğrudan vajinadan vurulmuş gibi görünen iki ölü İsrail askeri görülüyor. Fotoğraflardan birinde, uyluklarına ve kasıklarına çivi çakılmış bir kadın cesedi görülüyor. Festivale katılan bir kişi, sırtından vurulduğu için katliam sırasında bir ağacın altına saklandığını ve üzerini otlarla örttüğünü söyledi. Bir kadının pantolonunun dizlerine kadar çekildiğini gördü. Bir adam onun arkasında durup ona tecavüz etti. Her geri çekildiğinde onu sırtından bıçakladı. Tanık, başka bir kadının bir terörist tarafından tecavüze uğradığını, başka bir adamın da kesiciyle göğüslerini kestiğini söyledi. Be'eri ve Kfar Aza'daki altı evde kadın ve kız cesetleri bulundu. Çıplaklardı, sakatlanmışlardı ve bağlanmışlardı.
Bu gün 1.139 kişi öldürüldü. Bunlardan 36'sı genç ve çocuk olmak üzere 695'i sivil. İlk müdahaleyi yapan kişi Knesset önünde üç çocuğun kopmuş kafataslarını gördüğünü ifade etti.
George Orwell'in “1984” adlı romanı 75 yıl önce yayımlandı. Bugün bu başlığı düşündüğünde çoğu kişinin aklına gözetleme durumu, “Büyük Birader seni izliyor” geliyor. Ancak romandaki başka bir fikir daha da ileri gidiyor.
Romanda “Hakikat Bakanlığı” insanların dilini ve dolayısıyla hakikati değiştirir. Bu bakanlık “teraslarda üç yüz metre yüksekliğe uzanan, piramit benzeri, parıldayan beyaz betondan yapılmış devasa bir binaydı. Winston'ın durduğu yerden partinin beyaz ön yüzüne güzel harflerle kazınmış üç sloganı seçilebiliyordu: 'Savaş barış demektir / Özgürlük köleliktir / Cehalet güçtür'.”
Yeterince sık ileri sürülürse gerçeğin tam tersine inanılır. Geçmiş değiştirilebilir, gerçeklerin hiçbir önemi yoktur. George Orwell haklıydı. Başlangıçta sadece saçma komplo teorileri vardı: Ay'a iniş, ABD hükümeti adına Stanley Kubrick tarafından sahnelendi. Dünya, Barack Obama, Kraliçe veya Angela Merkel gibi insan kılığına giren sürüngenler tarafından yönetilecekti. Dünya düzdür. Paul McCartney çoktan öldü, Walt Disney dondu ve Elvis hala hayatta. Daha sonra işler daha da ciddileşti. 11 Eylül 2001'de New York'taki Dünya Ticaret Merkezi'ne düzenlenen terör saldırıları bizzat ABD hükümeti tarafından gerçekleştirildi. Mikroçipler, korona aşısı yoluyla gizlice popülasyona aşılanacaktı. Küresel elitler göç akışlarını kontrol edecekti. Putin, Ukrayna'nın Nazilerin sızdığı ve kendi halkına soykırım yapmak isteyen bir devlet olduğunu açıkladı. Ve Donald Trump hala seçimi kazandığını söylüyor.
Mağdurlar fail oluyor, failler mağdur oluyor
Sosyal medya bir “Hakikat Bakanlığının” olabileceğinden çok daha güçlü. Bir tuşla mağdurlar faile, failler de mağdura dönüşüyor. Bugün gerçek sadece bir fikirdir ve kesinlikle farklı bir fikriniz olabilir. En korkunç suçlarda bile gerçeklik artık yokmuş gibi görünüyor.
İsrail'de 7 Ekim 2023'te yaşanan katliamlara ilişkin 1.500'ün üzerinde tanığın ifadesi, teröristlerin el konulan vücut kameralarının da aralarında bulunduğu 60.000'in üzerinde video ve sayısız cinayet, işkence ve tecavüz fotoğrafı var. Buna rağmen Gazze Şeridi ve Batı Şeria'daki Filistinlilerin yüzde 90'ından fazlası Hamas'ın İsrail'de zulüm yapmadığına inanıyor. Twitter, TikTok ve Telegram terör propagandası, yanlış bilgilendirme ve Yahudi karşıtlığıyla dolu. Ve işe yarıyor: 7 Ekim akşamı Berlin'deki Sonnenallee'de Filistinli Samidun ağı Hamas saldırısını kutladı. Yoldan geçenlere tatlı hamur işleri dağıtılıyor. Londra, Stockholm, Barselona, Washington, New York, Chicago, Sidney ve diğer şehirlerde insanlar İsrail'e yönelik terör saldırısına tezahürat yapıyor. Cinayetlerden sadece iki hafta sonra 100.000 gösterici Filistinliler için Londra'da sokaklara döküldü. Teröristler 7 Ekim 2023'te İsrail'de 251 kişiyi rehin almıştı. Bu metni yazdığım gün Haaretz gazetesine göre 66 kişi hâlâ Hamas'ın elindeydi ve kaçırılan 35 kişinin de öldüğü açıklandı. Rehinelerin en küçüğü bir bebek. Çocuk kaçırıldığında sekiz buçuk aylıktı.
Orwell'in “1984” adlı eserinde şöyle yazıyor: “Geleceği hayal etmek istiyorsanız, sürekli olarak insan yüzünü çiğneyen bir bot hayal edin.”
Bu botlar artık sosyal medya.
Ferdinand von Schirach 1964 yılında Münih'te doğdu, Bonn'da hukuk okudu ve Berlin'de avukat olarak çalıştı. Kısa öyküler, oyunlar ve senaryolarla yazar olarak tanındı. Bugün von Schirach, ödüllü, çok satan bir yazardır ve en sıra dışı stilistlerden biri olarak kabul edilir.
Bu metin, yazarın açık talebi üzerine ücretsiz olarak yeniden basılabilir.